Yavuz'dan Kanuni'ye Miras
Yavuz Sultan Selim bir bayram günü bayram namazından sonra saraydaki odasına gelir. Gayet güzel bir güne merhaba diyen dünyada Yavuz odasında eşi ve oğlunu bulur.
Eşi oğluna (Süleyman) bir kaftan giydirmektedir.
Yavuz dayanamaz ve sorar:
Hatun ne yapıyorsun sen? Buncacık çocuğa giydirilecek şey mi bu?
Eşinden cevap gecikmez. Efendimiz, Süleyman ki tahtın varisidir. Bu kaftanı giymek onun hakkıdır zira onun bunu giymesi Osmanlı'nın ne kadar zengin ve güçlü olduğunun ispatı olacaktır der.
Ancak yiğit Yavuz Sultan Selim bu cevabı duyunca iyice sinirlenir ve "hatun ben bu çocuğa ülke hazinesini emanet edeceğim ancak sen ona ALTIN İŞLEMELİ kaftan giydirirsen bu çocuk bu ülkeyi ne hale sokar?" der ve o kaftanı çıkarttırır.
Yinelemek istediğim şey de şudur ki:
Osmanlı İmparatorluğunda olarak uygulanan bir gelenek vardır. Hangi padişah o ana kadarki hazineyi en fazla doldurmuşsa o, Hazinenin kapısına kendi mührünü vurdurtur. Gidip görenlerimiz bilecektir ya da merak edenler gidince görecektir ki Topkapı sarayının hazine kapısında Yavuz Sultan Selimin mührü vardır.
[Yavuz'un doğu seferleri sonucu getirdiği o büyük hazineyi uzun yıllar Rodos'u, Kıbrıs’ı kuşatan Kanuni birde Viyana seferini o tarihe kadar oluşturulan en büyük orduyla yapıp da başarısız olunca devlet hazinesi tabir doğruysa boşalmıştır. ]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder